Papers by Nur Özer Canarslan
For a country like Ethiopia, Africa's second most populous nation, the development of Micro, Smal... more For a country like Ethiopia, Africa's second most populous nation, the development of Micro, Small, and Medium Enterprises (MSMEs) helps reduce unemployment and boost the country's overall economy by fostering the growth of industries. Therefore, the main objective of the study is to assess and analyze major challenges hindering the development of Micro, Small, and Medium Enterprises in Ethiopia. Wood and metalwork, food processing, textile and garment subsectors in Nifas Silk Lafto Sub-city/Addis Ababa were chosen for data collection due to the convenience. A questionnaire was used to collect survey data from 291 MSME owners or managers. Descriptive findings revealed that financial, infrastructural, workplace place, and technological factors were identified as the four most severe problems that challenged the development of MSMEs. On the other hand, the results of the inferential analysis indicated that technological, marketing, workplace, and political-legal factors all had a significant effect on the development of MSMEs, except for infrastructure.
Bu araştırmanın amacı annelerin çocuklarına yönelik alışveriş yapmaya yönelik algılarını metaforl... more Bu araştırmanın amacı annelerin çocuklarına yönelik alışveriş yapmaya yönelik algılarını metaforlar aracılığıyla incelemek ve tek çocuklu ve çok çocuklu annelerin algılarını belirlediği metaforlar aracılığıyla kıyaslamaktır. Araştırma fenomonoloji deseninde yürütülmüştür. Araştırmaya sosyal medya anne gruplarına üye 304 anne katılmıştır. Annelere “Çocuklarıma yönelik alışveriş yapmak ….. gibidir. Çünkü ……..” ifadesini tamamlamaları istenmiştir. Verilerin analizinde içerik analizi yönteminden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda tek çocuklu annelerin çocuklarına yönelik alışverişi daha çok keyifli, mutluk verici, eğlenceli, oyun oynamak gibi metaforlarıyla ifade ettiği, çok çocuklu annelerin ise ihtiyaç, eğlence, terapi, zor, zorunluluk, işkence metaforlarıyla ifade ettiği tespit edilmiştir. Bu sonuç çocuk sayısının artmasıyla annelerin çocuklara yönelik alışveriş motivasyonunlarının hedonikten faydacı alışverişe doğru bir evrilmeye işaret ettiğini göstermiştir ve gelecekte yapılacak çalışmalarda bu konuya odaklanılarak daha detaylı çalışmaların yapılması önerilmektedir.
CUMHURIYET 9th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES PROCEEDINGS, 2023
This study aims to analyze the brand personalities of new generation virtual influencers such as
... more This study aims to analyze the brand personalities of new generation virtual influencers such as
Aypera and Alara in Turkey's rapidly evolving digital marketing environment. These rising
virtual influencers on social media platforms have become an important marketing tool for
brands. In line with the criteria of the brand personality scale created by Aaker, the Instagram
posts of two virtual influencers were analyzed in terms of brand personality by using content
analysis method. As a result of the study; 98 posts in Aypera's account were coded according
to Aaker's brand personality dimensions and sub-dimensions and it was revealed that brand
personality has five dimensions. The distribution of the dimensions; 51% sincerity, 37.75%
excitement, 8.33% sophistication, 1.85% masculine. As a result of the coding of 108 posts in
Alara X's account, it was determined that the brand personality has 4 dimensions. The
distribution of the dimensions; 36.11% sophistication, 34.25% excitement, 27.77% sincerity,
1.85% masculinity. Brand personality dimensions and sub-dimensions were also visualized by
creating a word cloud in the study. This study sheds valuable light for marketers, academics
and business professionals who want to understand the brand personalities of Turkey's first
virtual influencers Aypera and Alara X on social media and develop strategies in this area.
Bürolarda temel kavramlar
DISIPLINLERARASI BIR ALAN OLARAK DİJİTALLEŞME, 2022
Instagram günümüzde en yaygın kullanılan sosyal medya platformlarından
birisidir. Daha çok görsel... more Instagram günümüzde en yaygın kullanılan sosyal medya platformlarından
birisidir. Daha çok görsel paylaşımına imkân sunan Instagram’da her kesimden kullanıcı diğer kullanıcıların fotoğraflarını, videolarını beğenebilmekte, yorum yapabilmekte ve kendileri de aynı şekilde paylaşımlar yapabilmektedirler. Kişiler Instagram’daki paylaşımlarıyla kendilerini gösterebilme, onaylanma ve yeni kimlikler edinebilmektedir. Diğer sosyal medya platformlarından farklı olarak Instagram’ın kullanıcılarının fotoğrafları paylaşmadan önce çözünürlüklerini ve rengini değiştirmeye, rötuş yapmaya olanak tanıyan bir dizi filtre özelliğine sahiptir.
Tüm bu özellikleriyle Instagram diğer sosyal medya platformları içerisinde gösteriş alanı olma ve gösterişçi tüketime özendirme konusunda öncü rol oynamaktadır.
Gösterişç i tüketimin sosyal medya platformlarından; Instagram üzerinde
sergilenmesini inceleyecek bu çalışmada öncelikle tüketim ve gösterişçi tüketim olgusu ele alınacak, ardından sosyal medya kavramı ve Instagram sosyal medya aracı incelenerek gösterişçi tüketim ile arasındaki ilişki ortaya koyulacaktır.
Çalışmanın sonunda Instagram kullanıcılarının Instagram’ı gösterişçi tüketim mecrası olarak kullanıp kullanmadıkları ölçümleyebilmek ve kullanıcıların demografik özellikleriyle gösterişçi tüketim eğilimleri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını tespit etmeye yönelik uygulanan anketin sonuçları nicel araştırma yöntemleri kullanılarak analiz edilecektir.
Annelik bir kadının hayatını değiştiren önemli ve bir o kadar da zorlu
bir dönüm noktasıdır. Günü... more Annelik bir kadının hayatını değiştiren önemli ve bir o kadar da zorlu
bir dönüm noktasıdır. Günümüz modern toplumlarında kadınların hamile
olduğunu öğrendiği andan itibaren tüketimleri değişir. Özellikle hamilelik
sürecinde yiyip içtiklerine özen gösterirler, kıyafet seçimlerinde yine bu
dönem değişimler olur, aile bütçesinde yeni düzenlemeler yaparlar, bazıları
yeni bir bebek haberini alır almaz daha büyük bir eve taşınmak, otomobillerini
büyütmek isterler, bebekle beraber aile için yeni tüketim kalemleri ortaya
çıkar. Sonrasında bebekleri hızla büyür ve evleri kullanılmayan bebek/çocuk eşyalarıyla dolup taşar. Bu noktada hızla büyüyen bebeklerinin/çocuklarının yeni eşyalarına yer açabilmek için eskileri elden çıkarmanın yolunu ararlar. Elden çıkarma konusunda karşılarına üç yol çıkar: Atmak, bağışlamak ve satmak.
Kaynakların azalması ve tüketicilerin daha bilinçli hale gelmesi, sürdürülebilirlik ve tasarruf etme eğilimleri, Covid-19 salgınıyla dünya
ekonomisindeki dengelerin değişmesi, alım gücündeki azalmalar paylaşım
ekonomisine ve ikinci el ürünlere ilgiyi arttırdığı gözlemlenmektedir. Bu ilgi,
özellikle annelerin çocuklarına yönelik ikinci el ürün satın alımlarında belirgin
hale gelmektedir. Dolayısıyla küçülen, kullanılmayan ikinci el çocuk
ürünlerini atmak seçeneği yerine bağışlamak ve satmak daha uygun
alternatifler olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, annelerin çocuklarına
yönelik ikinci el ürün satın alma motivasyonları ve bu motivasyonların satın
alma niyetleri üzerindeki etkileri üzerine yapılan araştırmalar oldukça
önemlidir.
Bu çalışmanın amacı, annelerin ikinci el ürünlere yönelik satın alma
motivasyonlarını belirlemek ve bu motivasyonların ekonomik mi, uygunluk
mu, ideolojik mi, özgünlük mü olduğunu araştırmaktır. Ayrıca, annelerin
hangi motivasyonla satın alma niyeti gösterdikleri ve bu motivasyonların
annelerin ikinci el ürünlere karşı tutumunu nasıl etkilediği de incelenecektir.
SAĞLIK KURUMLARINDA GÜNCEL PAZARLAMA ARAŞTIRMALARI
İnsanların en büyük arzusu yaşamını sağlıklı bir biçimde devam ettirmektir
ve sağlıklı yaşamaları... more İnsanların en büyük arzusu yaşamını sağlıklı bir biçimde devam ettirmektir
ve sağlıklı yaşamalarında ulaşabildikleri sağlık kurumları önemli rol oynamaktadır. Sağlık sektöründe özel sektör yatırımlarıyla beraber rekabetin artması ve hastaların bilinçlenmesiyle müşteri ilişkilerini yönetmek çok daha zor ve önemli hale gelmiştir. Sağlık sektöründe ‘müşteri’ kavramı her ne kadar tepki çeken bir kavram olsa da adlarına hasta da desek, sağlık hizmeti alan da desek sağlık hizmetlerinde de diğer tüm hizmet işletmelerinde olduğu gibi karşılıklı değerin yaratılabilmesi için müşteri ilişkileri yönetimi perspektifinden bakabilmek büyük öneme sahiptir.
Müşteri ilişkileri yönetimi, bir işletmenin doğru ürünü ya da hizmeti doğru müşteriye, doğru zamanda, doğru kanaldan, doğru fiyattan ulaştırmak suretiyle giderek artan düzeyde sadık ve kârlı müşterileri belirleme, nitelendirme, kazanma, geliştirme ve elde tutma yolunda gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerden oluşmaktadır (Galbreath ve Rogers, 1999:162). İngilizce’de “Customer Relationship Management” ve kısaca CRM olarak kullanılan müşteri ilişkileri yönetimi, Türkçe literatürde kısaca MİY olarak kullanılmaktadır. Müşteri İlişkileri Yönetimi’nde müşteri ile etkileşime geçilerek müşterilerin ihtiyaçları,
istekleri ve öncelikleri belirlenmeye çalışılmaktadır. Elde edilen bilgiler doğrultusunda, müşteri için yeni mal ve hizmet tasarımı yapmak, müşteriye özel koşullar yaratmak gibi müşterinin kendisini dikkate alındığını hissettirecek
uygulamalar ile müşteri memnuniyetinin sağlanması amaçlanmaktadır (Korkmaz, 2010).
Müşteri ilişkileri yönetimini sağlık kurumları perspektifinden inceleyerek,
boyutlarını belirleyen bu çalışmada, öncelikle pazarlamadaki ilişkisel dönüşüm ele alınmış, ardından sağlık kurumlarında müşteri olgusu irdelenerek, müşteri ilişkileri yönetiminin amaçları ve boyutları sağlık kurumları özelinde detaylandırılmıştır.
Çalışmanın son kısmında ise sağlık kurumlarının uyguladıkları ilişki
yatırımlarının, bu tesislerin müşterileri tarafından nasıl algılandığını ortaya çıkarabilmek amacıyla, sağlık kurumlarında müşteri ilişkileri yönetimi boyutları belirlenmiştir.
8th INTERNATIONAL ASIAN CONGRESS ON CONTEMPORARY SCIENCES PROCEEDINGS, 2023
This study aims to examine the importance and impact of meme culture and meme marketing, with a f... more This study aims to examine the importance and impact of meme culture and meme marketing, with a focus on the case of Ryanair Airlines. A meme can be defined as a visual or idea that is popular in internet culture and is often humorously portrayed. Meme culture has rapidly grown
in the digital age with the widespread use of social media, and as such, meme culture and meme marketing have become effective tools that brands can use to connect with their target audience. Ryanair has successfully implemented a marketing strategy using meme marketing. Specifically, the company's aggressive pricing strategy and humorous advertising campaigns, combined with the popularity of internet memes, have had a significant impact. In addition to offering customers cheap airfare, Ryanair has also attracted attention through its humorous
advertisements. These ads have been shared on social media platforms and have gone viral. The study uses a qualitative content analysis method to examine the reasons and consequences of Ryanair's success using meme marketing to reach its target audience in the digital age. The data is collected from Ryanair's Instagram posts. Furthermore, the study emphasizes the importance of meme culture and meme marketing, filling a gap in the literature. It is hoped that this study can assist other brands in developing their digital marketing strategies and building a stronger connection with their target audience.
6th International CEO Communication, Economics, Organization & Social Sciences Congress Proceedings, 2023
Meme marketing and viral marketing share some similarities despite being different marketing stra... more Meme marketing and viral marketing share some similarities despite being different marketing strategies. Both
are built upon spraedable, interesting, and entertaining content, While viral marketing has been a popular
marketing strategy for many years, meme marketing has emerged as a new and potentially more effective
approach in the digital age. Although both strategies rely on shareable, entertaining content, meme marketing is
more targeted and personalized than viral marketing, which tends to have a broader reach. Additionally, meme marketing aims to increase engagement and interaction with the audience, while viral marketing is often more passive in its approach. Thus, it can be argued that meme marketing offers a more tailored and engaging way to connect with consumers and promote brand messaging. The study will use the methodology of a case study to compare the effectiveness of meme marketing and viral marketing as marketing strategies. A case study is an
appropriate methodology for this research because it allows for an in-depth analysis of specific cases, which can provide insights into the benefits and drawbacks of each marketing strategy in different contexts. The case study will involve analyzing the marketing campaigns of two companies, one using viral marketing and the other using meme marketing, to compare their respective outcomes in terms of brand awareness, engagement, and sales. By using a case study approach, this research aims to provide a more nuanced understanding of the differences between meme marketing and viral marketing, and their relative effectiveness as marketing strategies.
The purpose of this study is to investigate how envy of others affects the conspicuous consumptio... more The purpose of this study is to investigate how envy of others affects the conspicuous consumption and overspending habits of Instagram users. Additionally, the study aims to examine the effect of self-esteem and social norms on conspicuous consumption and overspending. This empirical study used a proposed model, which was tested through the distribution of questionnaires to a sample of 346 Turkish Instagram users. Path analyses were performed to validate the research hypothesis. The study findings elicited the effect of Instagram users' envy towards others has a significant and positive effect on both conspicuous consumption and overspending. Additionally, the study found that injunctive norms, which reflect the perceived social approval or disapproval of others, have a direct and positive effect on conspicuous consumption. On the other hand, descriptive norms, representing the perception of others' actual behavior, did not have a direct effect on conspicuous consumption. Regarding selfesteem, the results did not support the hypothesis that self-esteem has a direct and positive effect on conspicuous consumption. Furthermore, the study found a significant and positive relationship between conspicuous consumption and overspending, indicating that individuals who engage in conspicuous consumption are more likely to exceed their budget limits and engage in impulsive buying behaviors.
The study aims to determine the effect of mothers' utilitarian and hedonic purchase motivations o... more The study aims to determine the effect of mothers' utilitarian and hedonic purchase motivations on their impulse buying behaviors. The main population of the research consists of mothers using social media. The sample of the study consists of 321 mothers who are included in the groups where mothers come together on social media. The data obtained from the sample were subjected to descriptive statistical analysis, factor analysis, regression analysis, t-test and ANOVA test with the help of SPSS package program. The study concluded that the hedonic shopping motivations of mothers change only inversely proportional to their age, while there is no statistically significant difference in utilitarian shopping motivations in any mother group, and impulse buying behaviors
show significant differences according to age and employment status. In addition, it is among the results that hedonic motivation of mothers in shopping for their children increases their impulse buying behavior while utilitarian motivation decreases it. The research provides businesses with the opportunity to better understand the shopping motivations and purchasing behaviors of mothers, to develop marketing strategies specific to them, and to create campaigns that better respond to their needs.
Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2022
Popular culture has become the soft power policy of countries and has been used as an important t... more Popular culture has become the soft power policy of countries and has been used as an important tool for promoting their own culture in other countries. In this study, it is aimed to investigate the effect of the Korean effect (Hallyu/Korean wave) which is an element of popular culture, which is increasing in Turkey, especially on social media, in parallel with the world, on the purchasing behavior of Korean products along with the country image and cultural proximity. For this purpose, data were collected from 280 people in groups consisting of k-pop and k-drama fans on social media. All three hypotheses formed as a result of the analyzes were accepted as similar to the studies in the literature. As a result of the study, it was revealed that k-pop and k-drama elements and Hallyu effect, country image and cultural proximity significantly affect the intention to purchase Korean products.
International Journal of Online Marketing, 2022
This research aims to identify the effects of perceived product value and flow experience during ... more This research aims to identify the effects of perceived product value and flow experience during product design on willingness to pay (WTP) and purchase probability in online mass customization. The participants were asked to design shoes to their taste in a custom shoe website. After the design experience, the participants were asked to complete the questionnaire. The analyses suggest that flow experience has a direct effect on consumers’ WTP and an indirect effect on purchase probability through the mediating role of perceived value of mass customized products. Furthermore, perceived value of a mass customized product has a significant effect on purchase probability and no effect on WTP found in the analyses.
In recent years, quick growing of online shopping all around the world and differentiation of onl... more In recent years, quick growing of online shopping all around the world and differentiation of online shopping from traditional shopping at many points (such as service quality perceptions, sources of problems encountered) have been accompanied new issues. Since the rules of traditional shopping are not completely valid related to these issues, new researches have been required in terms of online shopping. In this study performed, according to whether e-costumers encountered problems in the course of online shopping, it was aimed to compare the responses given to statements of E-S-Qual (E-service quality) scale and determine the differences emerged. Observing difference between the customers encountered and not encountered problems in only 4 statements out of 22. It shows that these 4 statements ("This site is well organized", "This site does not crash", "It delivers orders when promised", "It has in stock the items the company claims to have")are important factors about encountering problem during online shopping and eliminating the deficiencies in these areas of online stores influential on not encountering problems.
Gaziantep University Journal of Social Sciences
Son yıllarda, özellikle tarım alanındaki yeni üretim tekniklerinin özellikle insan sağlığının üze... more Son yıllarda, özellikle tarım alanındaki yeni üretim tekniklerinin özellikle insan sağlığının üzerindeki olumsuz etkileri, tüketici tercihlerini değiştirmiş, alışverişte daha doğal gıdaların tercih edilmesine vesile olmuştur. Tüketici talebinde yaşanan bu değişim, dikkatleri organik gıda üzerine çekmiş, özellikle tüketici açısından incelenmesini gerekli kılmıştır. Nitekim, bu talep artışıyla beraber, organik gıda tüketim davranışlarıyla ilgili yerli ve yabancı literatürde araştırma sayısında artış olmuştur. Yapılan araştırmaların pek çoğunda organik ürün satın alanların genellikle çocuk sahibi kadınlar olduğu görülmüştür. Bu çalışmada literatürdeki diğer çalışmalardan farklı olarak sadece annelerin ve anne adaylarının (hamilelerin) organik gıdalara yönelik algılarının, satın alma sebeplerinin, satın alma engellerinin ve ödeme istekliliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma verileri anket yöntemi ile toplanmış, anket uygulaması sosyal medyada gerçekleşmiştir. Araştırmanın örneklemini, daha önce en az bir kere organik gıda satın almış 601 anne veya anne adayı katılımcı oluşturmuştur. Araştırma sonuçlarına göre katılımcılarının en çok tükettiği organik gıdanın yumurta olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırma değişkenlerinin katılımcıların demografik özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı Kruskal Wallis testi ile test edilmiş ve anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Katılımcıların ödeme isteklilikleri koşullu değerleme yöntemi ile hesaplanmış, yumurta için %131, salça için %132, kavanoz maması için ise %175 ödeme isteğinde artış belirlenmiştir.
International Journal of Online Marketing, 2022
This research aims to identify the effects of perceived product value and flow experience during ... more This research aims to identify the effects of perceived product value and flow experience during product design on willingness to pay (WTP) and purchase probability in online mass customization. The participants were asked to design shoes to their taste in a custom shoe website. After the design experience, the participants were asked to complete the questionnaire. The analyses suggest that flow experience has a direct effect on consumers' WTP and an indirect effect on purchase probability through the mediating role of perceived value of mass customized products. Furthermore, perceived value of a mass customized product has a significant effect on purchase probability and no effect on WTP found in the analyses.
Uploads
Papers by Nur Özer Canarslan
Aypera and Alara in Turkey's rapidly evolving digital marketing environment. These rising
virtual influencers on social media platforms have become an important marketing tool for
brands. In line with the criteria of the brand personality scale created by Aaker, the Instagram
posts of two virtual influencers were analyzed in terms of brand personality by using content
analysis method. As a result of the study; 98 posts in Aypera's account were coded according
to Aaker's brand personality dimensions and sub-dimensions and it was revealed that brand
personality has five dimensions. The distribution of the dimensions; 51% sincerity, 37.75%
excitement, 8.33% sophistication, 1.85% masculine. As a result of the coding of 108 posts in
Alara X's account, it was determined that the brand personality has 4 dimensions. The
distribution of the dimensions; 36.11% sophistication, 34.25% excitement, 27.77% sincerity,
1.85% masculinity. Brand personality dimensions and sub-dimensions were also visualized by
creating a word cloud in the study. This study sheds valuable light for marketers, academics
and business professionals who want to understand the brand personalities of Turkey's first
virtual influencers Aypera and Alara X on social media and develop strategies in this area.
birisidir. Daha çok görsel paylaşımına imkân sunan Instagram’da her kesimden kullanıcı diğer kullanıcıların fotoğraflarını, videolarını beğenebilmekte, yorum yapabilmekte ve kendileri de aynı şekilde paylaşımlar yapabilmektedirler. Kişiler Instagram’daki paylaşımlarıyla kendilerini gösterebilme, onaylanma ve yeni kimlikler edinebilmektedir. Diğer sosyal medya platformlarından farklı olarak Instagram’ın kullanıcılarının fotoğrafları paylaşmadan önce çözünürlüklerini ve rengini değiştirmeye, rötuş yapmaya olanak tanıyan bir dizi filtre özelliğine sahiptir.
Tüm bu özellikleriyle Instagram diğer sosyal medya platformları içerisinde gösteriş alanı olma ve gösterişçi tüketime özendirme konusunda öncü rol oynamaktadır.
Gösterişç i tüketimin sosyal medya platformlarından; Instagram üzerinde
sergilenmesini inceleyecek bu çalışmada öncelikle tüketim ve gösterişçi tüketim olgusu ele alınacak, ardından sosyal medya kavramı ve Instagram sosyal medya aracı incelenerek gösterişçi tüketim ile arasındaki ilişki ortaya koyulacaktır.
Çalışmanın sonunda Instagram kullanıcılarının Instagram’ı gösterişçi tüketim mecrası olarak kullanıp kullanmadıkları ölçümleyebilmek ve kullanıcıların demografik özellikleriyle gösterişçi tüketim eğilimleri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını tespit etmeye yönelik uygulanan anketin sonuçları nicel araştırma yöntemleri kullanılarak analiz edilecektir.
bir dönüm noktasıdır. Günümüz modern toplumlarında kadınların hamile
olduğunu öğrendiği andan itibaren tüketimleri değişir. Özellikle hamilelik
sürecinde yiyip içtiklerine özen gösterirler, kıyafet seçimlerinde yine bu
dönem değişimler olur, aile bütçesinde yeni düzenlemeler yaparlar, bazıları
yeni bir bebek haberini alır almaz daha büyük bir eve taşınmak, otomobillerini
büyütmek isterler, bebekle beraber aile için yeni tüketim kalemleri ortaya
çıkar. Sonrasında bebekleri hızla büyür ve evleri kullanılmayan bebek/çocuk eşyalarıyla dolup taşar. Bu noktada hızla büyüyen bebeklerinin/çocuklarının yeni eşyalarına yer açabilmek için eskileri elden çıkarmanın yolunu ararlar. Elden çıkarma konusunda karşılarına üç yol çıkar: Atmak, bağışlamak ve satmak.
Kaynakların azalması ve tüketicilerin daha bilinçli hale gelmesi, sürdürülebilirlik ve tasarruf etme eğilimleri, Covid-19 salgınıyla dünya
ekonomisindeki dengelerin değişmesi, alım gücündeki azalmalar paylaşım
ekonomisine ve ikinci el ürünlere ilgiyi arttırdığı gözlemlenmektedir. Bu ilgi,
özellikle annelerin çocuklarına yönelik ikinci el ürün satın alımlarında belirgin
hale gelmektedir. Dolayısıyla küçülen, kullanılmayan ikinci el çocuk
ürünlerini atmak seçeneği yerine bağışlamak ve satmak daha uygun
alternatifler olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, annelerin çocuklarına
yönelik ikinci el ürün satın alma motivasyonları ve bu motivasyonların satın
alma niyetleri üzerindeki etkileri üzerine yapılan araştırmalar oldukça
önemlidir.
Bu çalışmanın amacı, annelerin ikinci el ürünlere yönelik satın alma
motivasyonlarını belirlemek ve bu motivasyonların ekonomik mi, uygunluk
mu, ideolojik mi, özgünlük mü olduğunu araştırmaktır. Ayrıca, annelerin
hangi motivasyonla satın alma niyeti gösterdikleri ve bu motivasyonların
annelerin ikinci el ürünlere karşı tutumunu nasıl etkilediği de incelenecektir.
ve sağlıklı yaşamalarında ulaşabildikleri sağlık kurumları önemli rol oynamaktadır. Sağlık sektöründe özel sektör yatırımlarıyla beraber rekabetin artması ve hastaların bilinçlenmesiyle müşteri ilişkilerini yönetmek çok daha zor ve önemli hale gelmiştir. Sağlık sektöründe ‘müşteri’ kavramı her ne kadar tepki çeken bir kavram olsa da adlarına hasta da desek, sağlık hizmeti alan da desek sağlık hizmetlerinde de diğer tüm hizmet işletmelerinde olduğu gibi karşılıklı değerin yaratılabilmesi için müşteri ilişkileri yönetimi perspektifinden bakabilmek büyük öneme sahiptir.
Müşteri ilişkileri yönetimi, bir işletmenin doğru ürünü ya da hizmeti doğru müşteriye, doğru zamanda, doğru kanaldan, doğru fiyattan ulaştırmak suretiyle giderek artan düzeyde sadık ve kârlı müşterileri belirleme, nitelendirme, kazanma, geliştirme ve elde tutma yolunda gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerden oluşmaktadır (Galbreath ve Rogers, 1999:162). İngilizce’de “Customer Relationship Management” ve kısaca CRM olarak kullanılan müşteri ilişkileri yönetimi, Türkçe literatürde kısaca MİY olarak kullanılmaktadır. Müşteri İlişkileri Yönetimi’nde müşteri ile etkileşime geçilerek müşterilerin ihtiyaçları,
istekleri ve öncelikleri belirlenmeye çalışılmaktadır. Elde edilen bilgiler doğrultusunda, müşteri için yeni mal ve hizmet tasarımı yapmak, müşteriye özel koşullar yaratmak gibi müşterinin kendisini dikkate alındığını hissettirecek
uygulamalar ile müşteri memnuniyetinin sağlanması amaçlanmaktadır (Korkmaz, 2010).
Müşteri ilişkileri yönetimini sağlık kurumları perspektifinden inceleyerek,
boyutlarını belirleyen bu çalışmada, öncelikle pazarlamadaki ilişkisel dönüşüm ele alınmış, ardından sağlık kurumlarında müşteri olgusu irdelenerek, müşteri ilişkileri yönetiminin amaçları ve boyutları sağlık kurumları özelinde detaylandırılmıştır.
Çalışmanın son kısmında ise sağlık kurumlarının uyguladıkları ilişki
yatırımlarının, bu tesislerin müşterileri tarafından nasıl algılandığını ortaya çıkarabilmek amacıyla, sağlık kurumlarında müşteri ilişkileri yönetimi boyutları belirlenmiştir.
in the digital age with the widespread use of social media, and as such, meme culture and meme marketing have become effective tools that brands can use to connect with their target audience. Ryanair has successfully implemented a marketing strategy using meme marketing. Specifically, the company's aggressive pricing strategy and humorous advertising campaigns, combined with the popularity of internet memes, have had a significant impact. In addition to offering customers cheap airfare, Ryanair has also attracted attention through its humorous
advertisements. These ads have been shared on social media platforms and have gone viral. The study uses a qualitative content analysis method to examine the reasons and consequences of Ryanair's success using meme marketing to reach its target audience in the digital age. The data is collected from Ryanair's Instagram posts. Furthermore, the study emphasizes the importance of meme culture and meme marketing, filling a gap in the literature. It is hoped that this study can assist other brands in developing their digital marketing strategies and building a stronger connection with their target audience.
are built upon spraedable, interesting, and entertaining content, While viral marketing has been a popular
marketing strategy for many years, meme marketing has emerged as a new and potentially more effective
approach in the digital age. Although both strategies rely on shareable, entertaining content, meme marketing is
more targeted and personalized than viral marketing, which tends to have a broader reach. Additionally, meme marketing aims to increase engagement and interaction with the audience, while viral marketing is often more passive in its approach. Thus, it can be argued that meme marketing offers a more tailored and engaging way to connect with consumers and promote brand messaging. The study will use the methodology of a case study to compare the effectiveness of meme marketing and viral marketing as marketing strategies. A case study is an
appropriate methodology for this research because it allows for an in-depth analysis of specific cases, which can provide insights into the benefits and drawbacks of each marketing strategy in different contexts. The case study will involve analyzing the marketing campaigns of two companies, one using viral marketing and the other using meme marketing, to compare their respective outcomes in terms of brand awareness, engagement, and sales. By using a case study approach, this research aims to provide a more nuanced understanding of the differences between meme marketing and viral marketing, and their relative effectiveness as marketing strategies.
show significant differences according to age and employment status. In addition, it is among the results that hedonic motivation of mothers in shopping for their children increases their impulse buying behavior while utilitarian motivation decreases it. The research provides businesses with the opportunity to better understand the shopping motivations and purchasing behaviors of mothers, to develop marketing strategies specific to them, and to create campaigns that better respond to their needs.
Aypera and Alara in Turkey's rapidly evolving digital marketing environment. These rising
virtual influencers on social media platforms have become an important marketing tool for
brands. In line with the criteria of the brand personality scale created by Aaker, the Instagram
posts of two virtual influencers were analyzed in terms of brand personality by using content
analysis method. As a result of the study; 98 posts in Aypera's account were coded according
to Aaker's brand personality dimensions and sub-dimensions and it was revealed that brand
personality has five dimensions. The distribution of the dimensions; 51% sincerity, 37.75%
excitement, 8.33% sophistication, 1.85% masculine. As a result of the coding of 108 posts in
Alara X's account, it was determined that the brand personality has 4 dimensions. The
distribution of the dimensions; 36.11% sophistication, 34.25% excitement, 27.77% sincerity,
1.85% masculinity. Brand personality dimensions and sub-dimensions were also visualized by
creating a word cloud in the study. This study sheds valuable light for marketers, academics
and business professionals who want to understand the brand personalities of Turkey's first
virtual influencers Aypera and Alara X on social media and develop strategies in this area.
birisidir. Daha çok görsel paylaşımına imkân sunan Instagram’da her kesimden kullanıcı diğer kullanıcıların fotoğraflarını, videolarını beğenebilmekte, yorum yapabilmekte ve kendileri de aynı şekilde paylaşımlar yapabilmektedirler. Kişiler Instagram’daki paylaşımlarıyla kendilerini gösterebilme, onaylanma ve yeni kimlikler edinebilmektedir. Diğer sosyal medya platformlarından farklı olarak Instagram’ın kullanıcılarının fotoğrafları paylaşmadan önce çözünürlüklerini ve rengini değiştirmeye, rötuş yapmaya olanak tanıyan bir dizi filtre özelliğine sahiptir.
Tüm bu özellikleriyle Instagram diğer sosyal medya platformları içerisinde gösteriş alanı olma ve gösterişçi tüketime özendirme konusunda öncü rol oynamaktadır.
Gösterişç i tüketimin sosyal medya platformlarından; Instagram üzerinde
sergilenmesini inceleyecek bu çalışmada öncelikle tüketim ve gösterişçi tüketim olgusu ele alınacak, ardından sosyal medya kavramı ve Instagram sosyal medya aracı incelenerek gösterişçi tüketim ile arasındaki ilişki ortaya koyulacaktır.
Çalışmanın sonunda Instagram kullanıcılarının Instagram’ı gösterişçi tüketim mecrası olarak kullanıp kullanmadıkları ölçümleyebilmek ve kullanıcıların demografik özellikleriyle gösterişçi tüketim eğilimleri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını tespit etmeye yönelik uygulanan anketin sonuçları nicel araştırma yöntemleri kullanılarak analiz edilecektir.
bir dönüm noktasıdır. Günümüz modern toplumlarında kadınların hamile
olduğunu öğrendiği andan itibaren tüketimleri değişir. Özellikle hamilelik
sürecinde yiyip içtiklerine özen gösterirler, kıyafet seçimlerinde yine bu
dönem değişimler olur, aile bütçesinde yeni düzenlemeler yaparlar, bazıları
yeni bir bebek haberini alır almaz daha büyük bir eve taşınmak, otomobillerini
büyütmek isterler, bebekle beraber aile için yeni tüketim kalemleri ortaya
çıkar. Sonrasında bebekleri hızla büyür ve evleri kullanılmayan bebek/çocuk eşyalarıyla dolup taşar. Bu noktada hızla büyüyen bebeklerinin/çocuklarının yeni eşyalarına yer açabilmek için eskileri elden çıkarmanın yolunu ararlar. Elden çıkarma konusunda karşılarına üç yol çıkar: Atmak, bağışlamak ve satmak.
Kaynakların azalması ve tüketicilerin daha bilinçli hale gelmesi, sürdürülebilirlik ve tasarruf etme eğilimleri, Covid-19 salgınıyla dünya
ekonomisindeki dengelerin değişmesi, alım gücündeki azalmalar paylaşım
ekonomisine ve ikinci el ürünlere ilgiyi arttırdığı gözlemlenmektedir. Bu ilgi,
özellikle annelerin çocuklarına yönelik ikinci el ürün satın alımlarında belirgin
hale gelmektedir. Dolayısıyla küçülen, kullanılmayan ikinci el çocuk
ürünlerini atmak seçeneği yerine bağışlamak ve satmak daha uygun
alternatifler olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, annelerin çocuklarına
yönelik ikinci el ürün satın alma motivasyonları ve bu motivasyonların satın
alma niyetleri üzerindeki etkileri üzerine yapılan araştırmalar oldukça
önemlidir.
Bu çalışmanın amacı, annelerin ikinci el ürünlere yönelik satın alma
motivasyonlarını belirlemek ve bu motivasyonların ekonomik mi, uygunluk
mu, ideolojik mi, özgünlük mü olduğunu araştırmaktır. Ayrıca, annelerin
hangi motivasyonla satın alma niyeti gösterdikleri ve bu motivasyonların
annelerin ikinci el ürünlere karşı tutumunu nasıl etkilediği de incelenecektir.
ve sağlıklı yaşamalarında ulaşabildikleri sağlık kurumları önemli rol oynamaktadır. Sağlık sektöründe özel sektör yatırımlarıyla beraber rekabetin artması ve hastaların bilinçlenmesiyle müşteri ilişkilerini yönetmek çok daha zor ve önemli hale gelmiştir. Sağlık sektöründe ‘müşteri’ kavramı her ne kadar tepki çeken bir kavram olsa da adlarına hasta da desek, sağlık hizmeti alan da desek sağlık hizmetlerinde de diğer tüm hizmet işletmelerinde olduğu gibi karşılıklı değerin yaratılabilmesi için müşteri ilişkileri yönetimi perspektifinden bakabilmek büyük öneme sahiptir.
Müşteri ilişkileri yönetimi, bir işletmenin doğru ürünü ya da hizmeti doğru müşteriye, doğru zamanda, doğru kanaldan, doğru fiyattan ulaştırmak suretiyle giderek artan düzeyde sadık ve kârlı müşterileri belirleme, nitelendirme, kazanma, geliştirme ve elde tutma yolunda gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerden oluşmaktadır (Galbreath ve Rogers, 1999:162). İngilizce’de “Customer Relationship Management” ve kısaca CRM olarak kullanılan müşteri ilişkileri yönetimi, Türkçe literatürde kısaca MİY olarak kullanılmaktadır. Müşteri İlişkileri Yönetimi’nde müşteri ile etkileşime geçilerek müşterilerin ihtiyaçları,
istekleri ve öncelikleri belirlenmeye çalışılmaktadır. Elde edilen bilgiler doğrultusunda, müşteri için yeni mal ve hizmet tasarımı yapmak, müşteriye özel koşullar yaratmak gibi müşterinin kendisini dikkate alındığını hissettirecek
uygulamalar ile müşteri memnuniyetinin sağlanması amaçlanmaktadır (Korkmaz, 2010).
Müşteri ilişkileri yönetimini sağlık kurumları perspektifinden inceleyerek,
boyutlarını belirleyen bu çalışmada, öncelikle pazarlamadaki ilişkisel dönüşüm ele alınmış, ardından sağlık kurumlarında müşteri olgusu irdelenerek, müşteri ilişkileri yönetiminin amaçları ve boyutları sağlık kurumları özelinde detaylandırılmıştır.
Çalışmanın son kısmında ise sağlık kurumlarının uyguladıkları ilişki
yatırımlarının, bu tesislerin müşterileri tarafından nasıl algılandığını ortaya çıkarabilmek amacıyla, sağlık kurumlarında müşteri ilişkileri yönetimi boyutları belirlenmiştir.
in the digital age with the widespread use of social media, and as such, meme culture and meme marketing have become effective tools that brands can use to connect with their target audience. Ryanair has successfully implemented a marketing strategy using meme marketing. Specifically, the company's aggressive pricing strategy and humorous advertising campaigns, combined with the popularity of internet memes, have had a significant impact. In addition to offering customers cheap airfare, Ryanair has also attracted attention through its humorous
advertisements. These ads have been shared on social media platforms and have gone viral. The study uses a qualitative content analysis method to examine the reasons and consequences of Ryanair's success using meme marketing to reach its target audience in the digital age. The data is collected from Ryanair's Instagram posts. Furthermore, the study emphasizes the importance of meme culture and meme marketing, filling a gap in the literature. It is hoped that this study can assist other brands in developing their digital marketing strategies and building a stronger connection with their target audience.
are built upon spraedable, interesting, and entertaining content, While viral marketing has been a popular
marketing strategy for many years, meme marketing has emerged as a new and potentially more effective
approach in the digital age. Although both strategies rely on shareable, entertaining content, meme marketing is
more targeted and personalized than viral marketing, which tends to have a broader reach. Additionally, meme marketing aims to increase engagement and interaction with the audience, while viral marketing is often more passive in its approach. Thus, it can be argued that meme marketing offers a more tailored and engaging way to connect with consumers and promote brand messaging. The study will use the methodology of a case study to compare the effectiveness of meme marketing and viral marketing as marketing strategies. A case study is an
appropriate methodology for this research because it allows for an in-depth analysis of specific cases, which can provide insights into the benefits and drawbacks of each marketing strategy in different contexts. The case study will involve analyzing the marketing campaigns of two companies, one using viral marketing and the other using meme marketing, to compare their respective outcomes in terms of brand awareness, engagement, and sales. By using a case study approach, this research aims to provide a more nuanced understanding of the differences between meme marketing and viral marketing, and their relative effectiveness as marketing strategies.
show significant differences according to age and employment status. In addition, it is among the results that hedonic motivation of mothers in shopping for their children increases their impulse buying behavior while utilitarian motivation decreases it. The research provides businesses with the opportunity to better understand the shopping motivations and purchasing behaviors of mothers, to develop marketing strategies specific to them, and to create campaigns that better respond to their needs.
This research aims to identify the effects of perceived product value and flow experience during product design on willingness to pay and purchase probability in online mass customization, and introduces a model to achieve this aim.
The participants, selected via snowball sampling on social media were directed to NikeId custom shoe website; were asked to design shoes to their taste. After the design experience was completed, the participants were asked to complete the questionnaire.
Structural equation modeling was used to analyze the relationship between variables in the model. The analyses suggest that flow experience that customers gain during designing their product on a mass customization website has a direct effect on their willingness to pay and an indirect effect on purchase probability through the mediating role of perceived value of mass customized products. Furthermore, perceived value of a mass customized product has a significant effect on purchase probability and no effect on willingness to pay found in the analyses.