Papers by Gulperi Mezkit Saban
YENİSEY VE ORHUN YAZITLARINDA YER ALAN ‘EŞ’ KAVRAMI ÜZERİNE BİR İNCELEME , 2020
Özet Yenisey Yazıtları, Moğolistan'ın kuzeyinde, Yenisey Irmağı kıyısı boyunca dikilen tarihi Tür... more Özet Yenisey Yazıtları, Moğolistan'ın kuzeyinde, Yenisey Irmağı kıyısı boyunca dikilen tarihi Türk vesikalarıdır. Orhun Yazıtları sekizinci yüzyılda Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk adına dikilen ve Türk kültürel tarihine dair bilgi veren eserler olarak değerlendirilmektedir. Uygur Yazıtları ve yazılı kâğıtlardan derlenen belgeler ise Uygur Kağanlığı dönemine dair bilgi veren tarihi-kültürel bilgi formlarıdır. Çalışmaya konu olan 'kadın ve eş' kavramı üzerine incelenen bu eserler, Türk kültüründe 'kadın ve eş' bilincini ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Bilinmektedir ki Türk tarihinde kadın, eşinin yol arkadaşı, yönetimde de (ister ev yönetimi olsun isterse de devlet yönetiminde) eşiyle aynı yetkiye sahip olan, meta olarak görülmeyen, hediye olarak çeşitli milletlere sunulmayan, köle olarak satılmayan, değerli bir konumu haizdir. Sahip olduğu bu değerli mevki, Abstract The Yenisei inscriptions are historical Turkish documents that were planted along the Yenisei River in northern Mongolia. The Orkhon Inscriptions are regarded as works erected in the eighth century in the name of Bilge Kagan, Kül Tigin and Tonyukuk and giving information about Turkish cultural history. The Uighur Inscriptions and the documents collected from the written papers are historical-cultural information forms that provide information about the Uighur Khaganate period. These works examined on the concept of 'woman and spouse konu which are the subject of the study, while being the subject of research on le woman and spouse' awareness in Turkish culture, It is known that in Turkish history, the woman possesses a valuable position that has the same authority as her husband's companion, in the administration (whether in the home administration or in the state administration), not seen as a commodity, not offered to various nations as a gift, not sold as a slave and not as a gift. This valuable position it has has been met with many words in daily life; However, as Gökalp has stated, "sand" has never been a "chick". In this study, in Turkish culture, the woman has a "name" and is met with many words; It has been tried to be presented with examples in how many forms the concept of 'woman and wife' are encountered.
Somut Olmayan Kültürel Miras: Aşağıseyit Sudan Koyun Atlatma ve Çoban Bayramı Intangible Cultural Heritage: Aşagıseyit Sheep Jumping and Shepherd Dark (Sample of Shepherd's Day, 2020
toplumlarının organizasyonları ve işlevleri karşısında zengin çeşitlidir. Her ne
kadar birbirleri... more toplumlarının organizasyonları ve işlevleri karşısında zengin çeşitlidir. Her ne
kadar birbirlerinden farklı olsalar da festivaller, kesin karakteristik belirleyici
niteliklere sahiptirler. Onlar, takvimsel düzen aralıklarıyla meydana gelir, ulusaldır,
halkın iştirak ettiği kompleks bir durumdur ve tüm bunlara ses, görüntü ve amaç
da eklenir. Sudan Koyun Atlatma ve Çoban Bayramı; somut olmayan kültürel
miras ulusal envanterinde‘Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler’ dâhilinde
“Çoban Bayramları: Koç Katımı, Saya, Döl Dökümü, Yünüm-Koyun Yüzdürme”
grubuna giren, gelenekleri kuşaktan kuşağa aktarma amacıyla yapılan bir kutlama
olarak değerlendirilmektedir. Anadolu coğrafyasında birçok yörede bolluk ve
bereket amaçlı yapılan bu ritüel, Denizli’nin Çal ilçesinde yer alan Aşağıseyit
köyünde yüzyıllardır kutlanagelen bir bayram olarak bilinmektedir. Ele alınan
araştırmada öncelikli amaç Aşağıseyit Köyünde yapılan Çoban Bayramı’nın
geleneksel işleyişinin ve halk kültürü bağlamında işlevlerinin araştırılmasıdır.
Bu çerçevede yöre halkı ile görüşmeler yapılmış ve bayram kutlamalarına dair
yazılı belgeler taranmıştır. Sudan Koyun Atlatma Bayramı ve Çoban geleneğin
temsilciliğini yapan çobanlar, cazgırlar ve hakem heyeti ile görüşülmüş; geleneğin
himayesini yapan dönemin ağası ile de bir mülakat gerçekleştirilmiştir. Elde edilen
veriler zaman, mekân ve eğlence başlıkları altında toplanmıştır. Bu çalışmada
icra edilen yarışma esnasında gerçekleştirilen geleneksel halkbilimi unsurları
araştırılacak, Türk kültür envanterine dâhil edilen Çoban Bayramı’nın Denizli kolu,
kültürel bilginin gelecek kuşaklara aktarımı bağlamında ortaya konulacaktır.
Anahtar kelimeler: Çoban, bayram, Aşağıseyit, ritüel, koç
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2019
Özet Anlatım; işaretler, sesler, mağara duvarına çizilen resimler, taşa kazınan motifler ve alfab... more Özet Anlatım; işaretler, sesler, mağara duvarına çizilen resimler, taşa kazınan motifler ve alfabeler sayesinde milletleri ayıran dillerin ürünüdür. Her biri anlatım için var-dır ve sadece araçtır; aslolan anlatımdır. Anlatılan metin kapsamında, kaostan kozmosa geçiş bir anlatı örneğidir; toplumların evrildikleri barbarlık/kahraman-lık/modernlik çağları da anlatım sayesinde günümüze ulaşmıştır. Anlatımın tü-rünü, anlatılanın zamanı, mekânı, şahısları ve kurgusu belirler. Ele alınan anla-tım türlerinden tarihi memorat olarak adlandırılan "Kronikat", yazılı tarihin önemsemediği/ayrıntıya girmediği, halk tarihi olarak adlandırılabilecek sözlü ta-rih anlatılarını inceler. Yunan Kuvvetlerinin, Kurtuluş Savaşı zamanında, Denizli-Yenicekent-Sarayköy hattında kaldığı ve daha ileriye geçemediği yazılı tarihte malumdur; lakin yörede yaşamış ve olayların bizzat tanığı olmuş yüz sekiz yaşın-daki Ayşe Selman, Yunan Kuvvetlerinin Sarayköy'ü nasıl geçemediğini ve yöre halkının topyekûn olağanüstü mücadelesini yazılı tarihte bulunmayan şekliyle anlatır. Bu bağlamda sözlü kültür, ikincil sözlü kültüre ve yazılı kültüre nispetle hala hayati önemi haizdir ve görülmektedir ki sözlü tarih, yazılı tarihin giremediği ayrıntıya girebilmekte ve detayları halkın diliyle ortaya koyabilmektedir. Kurtuluş Savaşı'nın 100. yıl dönümünde, derleme imkânını bulduğumuz bu kronikat aynı zamanda dönemin kültürel dokusunun görülmesini sağlar. Anahtar kelimeler: Sözlü kültür, Sarayköy, kronikat, Kurtuluş Savaşı, sözlü tarih. Abstract Explanation begins with human communication. Signs, sounds, images drawn on cave walls, stone engraved motifs and found / matched / likened the nation separates languages thanks to the alphabet created with passwords. Each one has to expression and thay are the only tool, the important thing is the expression. We learn through lectures transition from chaos to cosmos; they also return of
Mekânsal Değişim Bağlamında İnternete Taşınan Çocuk Oyunlarının Kaybolan İşlevleri Üzerine Bazı Tespitler, 2012
Oyun , insan yaşamının ilksel çağı olan çocukluk dönemi ile baş gösterir. Ancak çocukluk kavramı... more Oyun , insan yaşamının ilksel çağı olan çocukluk dönemi ile baş gösterir. Ancak çocukluk kavramı oyun kadar eski değildir. Tarihte çocukluk kavramının gelişi-mine bakılacak olursa birkaç asır geriye gitmek yeterli olacaktır; çünkü aile başta olmak üzere toplumun yapısını değiştiren tarihi dönemeç Sanayi Devrimi'dir. Bu devrim ile birlikte toplum yapısında, rol belirleyici önemli değişimler yaşanmıştır. Geleneksel toplum * Hacettepe Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Türk Halkbilimi Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi. ** Oyun, her dilde birçok sözcük ile karşılanırken; oyun kelimesi de birçok kavramı içinde barındırmaktadır. Türkçe söz dağarcığında ise oyun kelimesini tam anlamıyla karşılayacak başka bir kavram henüz bulunamamışken; oyun sözcüğü birçok kavramı karşılar haldedir. Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlencenin adı oyundur. Oyun aynı zamanda tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimidir. Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü oyun olarak adlandırılırken; seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes de oyun kavramı ile karşılanır. Bedensel ve zihinsel yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma bir oyundur ve aynı zamanda şaşkınlık uyandırıcı hüner de oyun olarak isimlendirilir. Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket bir oyun iken; teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç da bir oyundur. Kumar, hatta hile, entrika da oyun kavramı ile karşılanabilir (BTS, "Oyun").
SÖZLÜ TARİH KURAMI BAĞLAMINDA ANKARA-KILIÇLAR KÖYÜNÜN KURULUŞU VE KILIÇ DEDE’NİN EFSANEVİ KİŞİLİĞİ, 2013
Tarih, yaşanılan anın gerisinde kalan dönemin bilgisidir.
İnsanoğlu bu bilgiye ulaşmak ve anın bi... more Tarih, yaşanılan anın gerisinde kalan dönemin bilgisidir.
İnsanoğlu bu bilgiye ulaşmak ve anın bilgisini gelecek kuşaklara
ulaştırmak için yaşanılan dönemin imkânları ölçüsünde çeşitli
yöntemler denemiştir. Yazının 6.000 yıl öncesinde bulunduğu iddiasına
dayanarak, yazının bulunmadığı/yazısız tarihi bilme imkânını ancak
nesiller arası sözlü aktarımda bulmaktayız. Yazının icadı ile kayda
geçen tarih, girilen savaşlardaki kahramanlıkların, yöneticilerin etkili ve
güçlü tavrının, toplumların yaşamlarında derin izler bırakan etkili
olayların ve daha ziyade siyasi kişilerin ve devletlerin tarihidir. Büyük
ve sarsıcı olaylardan arta kalan ve onlarla mukayese edildiğinde daha
az tesirli olaylar sözlü tarihin hafızaya dayalı belleğinde muhafaza
edilmiştir. Yerel tarih bilgisinin büyük çoğunluğu yazıya
geçmemiş/geçememiş ve halkın hafızasına emanet edilmiştir. Bu
bağlamda, Ankara Çubuk ovasında vuku bulan Ankara Savaşı(1402)
sırasında Çubuk’a bağlı olan(daha sonra ayrılıp Kazan ilçesine
bağlanan) Çelençler Köyü’nde(daha sonra adı Kılıçlar olarak
değiştirilmiştir) yaşanan, Yıldırım Bayezid’in esir edilmesinin, halk
üzerinde yarattığı derin teessürün etkisiyle gölgelenen bir hadisenin
yöre halkı tarafından sözlü hafızada saklanarak ve dilden dile
aktarılarak korunmuş hikâyesi üzerinde durulacaktır. Yıldırım
Bayezid’in ordusunda yer alan ve şehit düşen Kılıç Dede’nin köy
kuruculuğu ve etrafında gelişen anlatmaların köyün tarihini yeniden
kurmasındaki rolü tartışılacaktır. Gerçekten yaşayan sıradan bir
askerin kahramanı olduğu hadisenin ve bu hadise içinde şehit
düşmesinin köylü üzerinde yarattığı etkiler neticesinde efsaneleşmesi,
kişiliği etrafında oluşan anlatmalarla bir köyün tarihinin yeniden nasıl
inşa edildiği mütalaa edilecektir.
Thesis Chapters by Gulperi Mezkit Saban
MİLLÎ KİMLİĞİN OLUŞTURULMASI BAĞLAMINDA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI, 2020
Bu çalışmada, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın çocukların millî kimliğini oluşturma... more Bu çalışmada, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın çocukların millî kimliğini oluşturması noktasındaki işlevleri ele alınmıştır. Araştırma, Erken Cumhuriyet Dönemi ile sınırlandırılmıştır ve dönemin süreli yayınları olan gazete ve çocuk dergileri taranarak veriler elde edilmiştir. Millî kimlik ideolojisini oluşturma noktasında, dönemin
partisi olan Cumhuriyet Halk Fırkası’nın parti tüzükleri ve Millî Eğitim Bakanlığı’nca yayımlanan yurt bilgisi eserleri de ‘millî eğitim’ başlığı için ayrı bir parantez açılıp değerlendirilmiştir. Ele alınan tez altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, tezin ana temalarını oluşturan
‘çocuk, tören ve milliyetçilik’ kavramlarının batıda ve Türk kültüründeki tarihi seyri Cumhuriyet Dönemi sürecine kadar incelenmiş; ikinci bölümde Türkiye Cumhuriyeti’nde resmî bayramlar konusu ele alınmıştır. Bu suretle, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dışında kalan resmî bayramlar
bahsinde, tarihi bağlamda ele alınmıştır. Araştırmada 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı hazırlayan süreç, TBMM’nin açılması, Millî Hâkimiyet Bayramı’nın ilan edilmesi ve bu çerçevede ilk bayram kutlamaları değerlendirilmiş; Çocuk Bayramı’na giden süreç yıl yıl tahlil edilmiştir. Üçüncü bölümde, 1925 yılında ‘Çocuk Bayramı’ kavramının ilk defa ortaya çıkışı açıklanmaya çalışılmış; Türkiye’de 1926-1938
yılları arasında 23 Nisan Millî Hâkimiyet ve Çocuk Bayramı bağlamında çocukların millî kimlik inşasına yardımcı unsurlar olan ve bayram kutlamalarında dile getirilen gazete ve dergilerde yayımlanan bayram nutukları, şiirleri, hikâye ve destanları, özlü sözleri, reklam ve karikatürleri ile müsabakaları analiz edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ve Türk
çocuğu alt başlığıyla verilen bölümde, inşa edilmek istenen modern–ideal Türk çocuğunun özellikleri araştırılmıştır. Dördüncü bölümde, ‘millî dava’ olarak ifade edilen ‘Çocuk Meselesi’nin millî kimlik bağlamında değerlendirilmesi yapılmış ve bu suretle çocukların maddi imkânsızlıkları kapsamında sorunları ele alınmış, ahlâkî ve terbiyevî çözümler araştırılmış, nüfus meselesi bağlamında ‘sağlıklı ve gürbüz çocuk yetiştirme meselesi’ dönemin nüfus sorunu ekseninde analiz edilmeye çalışılmıştır. Beşinci bölümde dönemin iki etkili kuruluşu ve birbirinin ardılı olan Türk Ocakları ve Halkevleri’nin, çocukların millî kimlik inşasına yönelik çalışmaları incelenmiş, tezin altıncı bölümünde ise dünya genelinde kutlanan ‘Çocuk Günleri’nin’ tarihi ve işlevleri araştırılmıştır.
Tezin sonuç kısmında, tez çalışmasında amaçlanan Çocuk Bayramı’nın, çocukların millî kimliğin inşası bağlamında katkılarının olduğu ifade edilmiş ve bu minvalde çocuk bayramlarının çocuk kimliğini inşa edici bir süreç olduğu görülmüş ve anlaşılmıştır. Ekler kısmında çocuk dergilerinin kapak resimleri, Himaye-i Etfâl Cemiyeti’nin Çocuk Bayramı’nda satışa sunduğu pul ve rozet resimleri, Gürbüz Çocuk Müsabakası resimlerine yer verilmiştir.
Uploads
Papers by Gulperi Mezkit Saban
kadar birbirlerinden farklı olsalar da festivaller, kesin karakteristik belirleyici
niteliklere sahiptirler. Onlar, takvimsel düzen aralıklarıyla meydana gelir, ulusaldır,
halkın iştirak ettiği kompleks bir durumdur ve tüm bunlara ses, görüntü ve amaç
da eklenir. Sudan Koyun Atlatma ve Çoban Bayramı; somut olmayan kültürel
miras ulusal envanterinde‘Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler’ dâhilinde
“Çoban Bayramları: Koç Katımı, Saya, Döl Dökümü, Yünüm-Koyun Yüzdürme”
grubuna giren, gelenekleri kuşaktan kuşağa aktarma amacıyla yapılan bir kutlama
olarak değerlendirilmektedir. Anadolu coğrafyasında birçok yörede bolluk ve
bereket amaçlı yapılan bu ritüel, Denizli’nin Çal ilçesinde yer alan Aşağıseyit
köyünde yüzyıllardır kutlanagelen bir bayram olarak bilinmektedir. Ele alınan
araştırmada öncelikli amaç Aşağıseyit Köyünde yapılan Çoban Bayramı’nın
geleneksel işleyişinin ve halk kültürü bağlamında işlevlerinin araştırılmasıdır.
Bu çerçevede yöre halkı ile görüşmeler yapılmış ve bayram kutlamalarına dair
yazılı belgeler taranmıştır. Sudan Koyun Atlatma Bayramı ve Çoban geleneğin
temsilciliğini yapan çobanlar, cazgırlar ve hakem heyeti ile görüşülmüş; geleneğin
himayesini yapan dönemin ağası ile de bir mülakat gerçekleştirilmiştir. Elde edilen
veriler zaman, mekân ve eğlence başlıkları altında toplanmıştır. Bu çalışmada
icra edilen yarışma esnasında gerçekleştirilen geleneksel halkbilimi unsurları
araştırılacak, Türk kültür envanterine dâhil edilen Çoban Bayramı’nın Denizli kolu,
kültürel bilginin gelecek kuşaklara aktarımı bağlamında ortaya konulacaktır.
Anahtar kelimeler: Çoban, bayram, Aşağıseyit, ritüel, koç
İnsanoğlu bu bilgiye ulaşmak ve anın bilgisini gelecek kuşaklara
ulaştırmak için yaşanılan dönemin imkânları ölçüsünde çeşitli
yöntemler denemiştir. Yazının 6.000 yıl öncesinde bulunduğu iddiasına
dayanarak, yazının bulunmadığı/yazısız tarihi bilme imkânını ancak
nesiller arası sözlü aktarımda bulmaktayız. Yazının icadı ile kayda
geçen tarih, girilen savaşlardaki kahramanlıkların, yöneticilerin etkili ve
güçlü tavrının, toplumların yaşamlarında derin izler bırakan etkili
olayların ve daha ziyade siyasi kişilerin ve devletlerin tarihidir. Büyük
ve sarsıcı olaylardan arta kalan ve onlarla mukayese edildiğinde daha
az tesirli olaylar sözlü tarihin hafızaya dayalı belleğinde muhafaza
edilmiştir. Yerel tarih bilgisinin büyük çoğunluğu yazıya
geçmemiş/geçememiş ve halkın hafızasına emanet edilmiştir. Bu
bağlamda, Ankara Çubuk ovasında vuku bulan Ankara Savaşı(1402)
sırasında Çubuk’a bağlı olan(daha sonra ayrılıp Kazan ilçesine
bağlanan) Çelençler Köyü’nde(daha sonra adı Kılıçlar olarak
değiştirilmiştir) yaşanan, Yıldırım Bayezid’in esir edilmesinin, halk
üzerinde yarattığı derin teessürün etkisiyle gölgelenen bir hadisenin
yöre halkı tarafından sözlü hafızada saklanarak ve dilden dile
aktarılarak korunmuş hikâyesi üzerinde durulacaktır. Yıldırım
Bayezid’in ordusunda yer alan ve şehit düşen Kılıç Dede’nin köy
kuruculuğu ve etrafında gelişen anlatmaların köyün tarihini yeniden
kurmasındaki rolü tartışılacaktır. Gerçekten yaşayan sıradan bir
askerin kahramanı olduğu hadisenin ve bu hadise içinde şehit
düşmesinin köylü üzerinde yarattığı etkiler neticesinde efsaneleşmesi,
kişiliği etrafında oluşan anlatmalarla bir köyün tarihinin yeniden nasıl
inşa edildiği mütalaa edilecektir.
Thesis Chapters by Gulperi Mezkit Saban
partisi olan Cumhuriyet Halk Fırkası’nın parti tüzükleri ve Millî Eğitim Bakanlığı’nca yayımlanan yurt bilgisi eserleri de ‘millî eğitim’ başlığı için ayrı bir parantez açılıp değerlendirilmiştir. Ele alınan tez altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, tezin ana temalarını oluşturan
‘çocuk, tören ve milliyetçilik’ kavramlarının batıda ve Türk kültüründeki tarihi seyri Cumhuriyet Dönemi sürecine kadar incelenmiş; ikinci bölümde Türkiye Cumhuriyeti’nde resmî bayramlar konusu ele alınmıştır. Bu suretle, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dışında kalan resmî bayramlar
bahsinde, tarihi bağlamda ele alınmıştır. Araştırmada 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı hazırlayan süreç, TBMM’nin açılması, Millî Hâkimiyet Bayramı’nın ilan edilmesi ve bu çerçevede ilk bayram kutlamaları değerlendirilmiş; Çocuk Bayramı’na giden süreç yıl yıl tahlil edilmiştir. Üçüncü bölümde, 1925 yılında ‘Çocuk Bayramı’ kavramının ilk defa ortaya çıkışı açıklanmaya çalışılmış; Türkiye’de 1926-1938
yılları arasında 23 Nisan Millî Hâkimiyet ve Çocuk Bayramı bağlamında çocukların millî kimlik inşasına yardımcı unsurlar olan ve bayram kutlamalarında dile getirilen gazete ve dergilerde yayımlanan bayram nutukları, şiirleri, hikâye ve destanları, özlü sözleri, reklam ve karikatürleri ile müsabakaları analiz edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ve Türk
çocuğu alt başlığıyla verilen bölümde, inşa edilmek istenen modern–ideal Türk çocuğunun özellikleri araştırılmıştır. Dördüncü bölümde, ‘millî dava’ olarak ifade edilen ‘Çocuk Meselesi’nin millî kimlik bağlamında değerlendirilmesi yapılmış ve bu suretle çocukların maddi imkânsızlıkları kapsamında sorunları ele alınmış, ahlâkî ve terbiyevî çözümler araştırılmış, nüfus meselesi bağlamında ‘sağlıklı ve gürbüz çocuk yetiştirme meselesi’ dönemin nüfus sorunu ekseninde analiz edilmeye çalışılmıştır. Beşinci bölümde dönemin iki etkili kuruluşu ve birbirinin ardılı olan Türk Ocakları ve Halkevleri’nin, çocukların millî kimlik inşasına yönelik çalışmaları incelenmiş, tezin altıncı bölümünde ise dünya genelinde kutlanan ‘Çocuk Günleri’nin’ tarihi ve işlevleri araştırılmıştır.
Tezin sonuç kısmında, tez çalışmasında amaçlanan Çocuk Bayramı’nın, çocukların millî kimliğin inşası bağlamında katkılarının olduğu ifade edilmiş ve bu minvalde çocuk bayramlarının çocuk kimliğini inşa edici bir süreç olduğu görülmüş ve anlaşılmıştır. Ekler kısmında çocuk dergilerinin kapak resimleri, Himaye-i Etfâl Cemiyeti’nin Çocuk Bayramı’nda satışa sunduğu pul ve rozet resimleri, Gürbüz Çocuk Müsabakası resimlerine yer verilmiştir.
kadar birbirlerinden farklı olsalar da festivaller, kesin karakteristik belirleyici
niteliklere sahiptirler. Onlar, takvimsel düzen aralıklarıyla meydana gelir, ulusaldır,
halkın iştirak ettiği kompleks bir durumdur ve tüm bunlara ses, görüntü ve amaç
da eklenir. Sudan Koyun Atlatma ve Çoban Bayramı; somut olmayan kültürel
miras ulusal envanterinde‘Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler’ dâhilinde
“Çoban Bayramları: Koç Katımı, Saya, Döl Dökümü, Yünüm-Koyun Yüzdürme”
grubuna giren, gelenekleri kuşaktan kuşağa aktarma amacıyla yapılan bir kutlama
olarak değerlendirilmektedir. Anadolu coğrafyasında birçok yörede bolluk ve
bereket amaçlı yapılan bu ritüel, Denizli’nin Çal ilçesinde yer alan Aşağıseyit
köyünde yüzyıllardır kutlanagelen bir bayram olarak bilinmektedir. Ele alınan
araştırmada öncelikli amaç Aşağıseyit Köyünde yapılan Çoban Bayramı’nın
geleneksel işleyişinin ve halk kültürü bağlamında işlevlerinin araştırılmasıdır.
Bu çerçevede yöre halkı ile görüşmeler yapılmış ve bayram kutlamalarına dair
yazılı belgeler taranmıştır. Sudan Koyun Atlatma Bayramı ve Çoban geleneğin
temsilciliğini yapan çobanlar, cazgırlar ve hakem heyeti ile görüşülmüş; geleneğin
himayesini yapan dönemin ağası ile de bir mülakat gerçekleştirilmiştir. Elde edilen
veriler zaman, mekân ve eğlence başlıkları altında toplanmıştır. Bu çalışmada
icra edilen yarışma esnasında gerçekleştirilen geleneksel halkbilimi unsurları
araştırılacak, Türk kültür envanterine dâhil edilen Çoban Bayramı’nın Denizli kolu,
kültürel bilginin gelecek kuşaklara aktarımı bağlamında ortaya konulacaktır.
Anahtar kelimeler: Çoban, bayram, Aşağıseyit, ritüel, koç
İnsanoğlu bu bilgiye ulaşmak ve anın bilgisini gelecek kuşaklara
ulaştırmak için yaşanılan dönemin imkânları ölçüsünde çeşitli
yöntemler denemiştir. Yazının 6.000 yıl öncesinde bulunduğu iddiasına
dayanarak, yazının bulunmadığı/yazısız tarihi bilme imkânını ancak
nesiller arası sözlü aktarımda bulmaktayız. Yazının icadı ile kayda
geçen tarih, girilen savaşlardaki kahramanlıkların, yöneticilerin etkili ve
güçlü tavrının, toplumların yaşamlarında derin izler bırakan etkili
olayların ve daha ziyade siyasi kişilerin ve devletlerin tarihidir. Büyük
ve sarsıcı olaylardan arta kalan ve onlarla mukayese edildiğinde daha
az tesirli olaylar sözlü tarihin hafızaya dayalı belleğinde muhafaza
edilmiştir. Yerel tarih bilgisinin büyük çoğunluğu yazıya
geçmemiş/geçememiş ve halkın hafızasına emanet edilmiştir. Bu
bağlamda, Ankara Çubuk ovasında vuku bulan Ankara Savaşı(1402)
sırasında Çubuk’a bağlı olan(daha sonra ayrılıp Kazan ilçesine
bağlanan) Çelençler Köyü’nde(daha sonra adı Kılıçlar olarak
değiştirilmiştir) yaşanan, Yıldırım Bayezid’in esir edilmesinin, halk
üzerinde yarattığı derin teessürün etkisiyle gölgelenen bir hadisenin
yöre halkı tarafından sözlü hafızada saklanarak ve dilden dile
aktarılarak korunmuş hikâyesi üzerinde durulacaktır. Yıldırım
Bayezid’in ordusunda yer alan ve şehit düşen Kılıç Dede’nin köy
kuruculuğu ve etrafında gelişen anlatmaların köyün tarihini yeniden
kurmasındaki rolü tartışılacaktır. Gerçekten yaşayan sıradan bir
askerin kahramanı olduğu hadisenin ve bu hadise içinde şehit
düşmesinin köylü üzerinde yarattığı etkiler neticesinde efsaneleşmesi,
kişiliği etrafında oluşan anlatmalarla bir köyün tarihinin yeniden nasıl
inşa edildiği mütalaa edilecektir.
partisi olan Cumhuriyet Halk Fırkası’nın parti tüzükleri ve Millî Eğitim Bakanlığı’nca yayımlanan yurt bilgisi eserleri de ‘millî eğitim’ başlığı için ayrı bir parantez açılıp değerlendirilmiştir. Ele alınan tez altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, tezin ana temalarını oluşturan
‘çocuk, tören ve milliyetçilik’ kavramlarının batıda ve Türk kültüründeki tarihi seyri Cumhuriyet Dönemi sürecine kadar incelenmiş; ikinci bölümde Türkiye Cumhuriyeti’nde resmî bayramlar konusu ele alınmıştır. Bu suretle, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dışında kalan resmî bayramlar
bahsinde, tarihi bağlamda ele alınmıştır. Araştırmada 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı hazırlayan süreç, TBMM’nin açılması, Millî Hâkimiyet Bayramı’nın ilan edilmesi ve bu çerçevede ilk bayram kutlamaları değerlendirilmiş; Çocuk Bayramı’na giden süreç yıl yıl tahlil edilmiştir. Üçüncü bölümde, 1925 yılında ‘Çocuk Bayramı’ kavramının ilk defa ortaya çıkışı açıklanmaya çalışılmış; Türkiye’de 1926-1938
yılları arasında 23 Nisan Millî Hâkimiyet ve Çocuk Bayramı bağlamında çocukların millî kimlik inşasına yardımcı unsurlar olan ve bayram kutlamalarında dile getirilen gazete ve dergilerde yayımlanan bayram nutukları, şiirleri, hikâye ve destanları, özlü sözleri, reklam ve karikatürleri ile müsabakaları analiz edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ve Türk
çocuğu alt başlığıyla verilen bölümde, inşa edilmek istenen modern–ideal Türk çocuğunun özellikleri araştırılmıştır. Dördüncü bölümde, ‘millî dava’ olarak ifade edilen ‘Çocuk Meselesi’nin millî kimlik bağlamında değerlendirilmesi yapılmış ve bu suretle çocukların maddi imkânsızlıkları kapsamında sorunları ele alınmış, ahlâkî ve terbiyevî çözümler araştırılmış, nüfus meselesi bağlamında ‘sağlıklı ve gürbüz çocuk yetiştirme meselesi’ dönemin nüfus sorunu ekseninde analiz edilmeye çalışılmıştır. Beşinci bölümde dönemin iki etkili kuruluşu ve birbirinin ardılı olan Türk Ocakları ve Halkevleri’nin, çocukların millî kimlik inşasına yönelik çalışmaları incelenmiş, tezin altıncı bölümünde ise dünya genelinde kutlanan ‘Çocuk Günleri’nin’ tarihi ve işlevleri araştırılmıştır.
Tezin sonuç kısmında, tez çalışmasında amaçlanan Çocuk Bayramı’nın, çocukların millî kimliğin inşası bağlamında katkılarının olduğu ifade edilmiş ve bu minvalde çocuk bayramlarının çocuk kimliğini inşa edici bir süreç olduğu görülmüş ve anlaşılmıştır. Ekler kısmında çocuk dergilerinin kapak resimleri, Himaye-i Etfâl Cemiyeti’nin Çocuk Bayramı’nda satışa sunduğu pul ve rozet resimleri, Gürbüz Çocuk Müsabakası resimlerine yer verilmiştir.