Papers by Tanju Hakan Dönmez
EPHESOS DOMİTİANUS TAPINAĞI EPHESOS DOMITIAN TEMPLE, 2021
Anadolu'da Roma Mimarisi dersi seminer ödevi kapsamında hazırlanan bu çalışma, Ephesos Antik Kent... more Anadolu'da Roma Mimarisi dersi seminer ödevi kapsamında hazırlanan bu çalışma, Ephesos Antik Kenti'nde yer alan Domitianus Tapınağını konu almaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde, Ephesos Antik kentinin konumu, tarihçesi ve tapınağın kent içerisindeki konumunu ele alınmaktadır. İkinci bölüm ise, Flavius Hanedanı Dönemi tarihçesi ve dönemin karakteristikleşmiş mimari özellikleri, İmparator Domitanus'un kısa biyografisi ile imparatorun tapınağın inşasında oynadığı rolü ve tapınağın inşa edilmesi sonrasında kentin elde ettiği ayrıcalıkları içermektedir. Ödevin üçüncü, yani son bölümünde, tapınağın tüm teknik detayları hakkında bir derleme yer almaktadır.
Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü, Latin ... more Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü, Latin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Vize Seminer Ödevi

Anadolu Arkeolojisinin ve Kültürel Mirasının Geleceği, 2020
Özet
Anahtar Kelimeler: Kültürel Miras, Arkeoloji'nin Geleceği, Anadolu Arkeolojisi'nin Geleceği... more Özet
Anahtar Kelimeler: Kültürel Miras, Arkeoloji'nin Geleceği, Anadolu Arkeolojisi'nin Geleceği.
İnsanlığın tarihsel ve toplumsal gelişim süreci içerisinde yarattığı ve kullandığı her türlü değerleri içine alan; edindiği tecrübeleri bir sonraki nesillere aktarmasını sağlayan, insanın soyut ve somut çevresindeki egemenliğinin sınırlarını gösteren araçlarının tümüne "kültürel miras" adı verilmektedir. Anadolu, dünya kültür tarihi içerisinde önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve onların arkalarında bırakmış olduğu mirasları da coğrafyasının birçok yerinde barındırmaktadır. Anadolu coğrafyası üzerindeki bu kültürel miraslar, bu topraklar üzerinde yaşayan insanların kültürel belleğini oluşturmaktadır. Bu mirasın korunması demek; sahip olduğumuz belleğin de korunması ve gelecek nesillere aktarılması anlamına gelmektedir. Ancak, ulus devlet kavramının 20. yüzyılda ortaya çıkmasıyla toplumlar, kendisinden olmayan toplumların kültürel miraslarını hiçe saymış ve hatta yok etme yoluna dahi gitmiştir. Tarihte, insan, düşmanını yok etmenin en iyi yollarından birisi olarak; "düşmanın kütüphanesi ve kültürünü yansıtan materyallere" saldırma yolunda bulmuştur. Bunun en belirgin örneği ise geçtiğimiz asırda yaşanan I. Dünya Savaşı esnasında Anadolu ve Kıta Yunanistan'ın yağmalanması; II. Dünya Savaşıyla da bu yağmalama zirveye ulaşmış olmasıdır. Günümüzde de Orta Doğu'da yaşanan çatışmalar, bu mirasın gelecek nesillere aktarılması yolunda birer engel niteliği taşımaktadır. Bu yüzden insanlık, bir daha geriye getirilmesi olanaksız olan bu değerlerin önemli bir kısmını yitirmektedir. Oysa bu değerler, başka bir topluma ait olsalar bile insanlığın ortak mirası olarak görülmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, maddi ve manevi nitelik taşıyan kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının sadece belirli bölge insanlarının değil, tüm insanlığın ortak sorunu ve sorumluluğu olduğunu vurgulamaktır.
Abstract
Keywords: Cultural Heritage, Future of Archeology, Future of Anatolian Archeology.
Including all kinds of values created and used by humanity in the process of historical and social development; all of the tools that convey the next generations and show the limits of human sovereignty in its abstract and concrete environment are called "cultural heritage". Anatolia has hosted many important civilizations in the world cultural history and has many legacies left behind in many parts of its geography. These cultural heritages on the Anatolian geography constitute the cultural memory of many people living on these lands. This means protection of heritage; it means preserving the memory we have and transferring it to future generations. However, with the emergence of the concept of nation-state in the 20th century, societies have disregarded and even destroyed the cultural heritage of non-self societies. In history, as one of the best ways to destroy the enemy; "material that reflects the enemy's library and culture". The most prominent example of this is the looting of Anatolia and Continent Greece during the First World War; II. With the World War, this plunder reached its peak. Today, the conflicts in the Middle East are an obstacle to transferring this heritage to future generations. Therefore, humanity loses a significant part of these values which cannot be brought back. However, even if they belong to another society, these values should be seen as common heritage of humanity. In this study, it is emphasized that the preservation and transfer of cultural and material cultural heritage to future generations is the common problem and responsibility of not only the people of the region but also the whole humanity.
Thesis Chapters by Tanju Hakan Dönmez

Nysa-Akharaka Kutsal Alanı, 2021
Nysa kentinin 3 km. batısında yer alan ve kente kutsal bir yolla bağlanan Akharaka Kutsal Alanı, ... more Nysa kentinin 3 km. batısında yer alan ve kente kutsal bir yolla bağlanan Akharaka Kutsal Alanı, günümüzde bilinen adıyla Salavatlı köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Kentin ana caddesi olan ve doğu - batı doğrultusunda uzanan Sütunlu Cadde I (Plateia), Roma Köprüsü II’nin üzerinden geçerek batıya doğru devam etmekte olup, Akharaka Kutsal Alanı’na doğru uzanan bir kutsal yol niteliğindedir. Söz konusu hat üzerinde kentin nekropol alanı zaman içerisinde gelişerek yayılım göstermektedir. Nysa – Akharaka kutsal yolu üzerinde yer alan nekropol alanı çok sayıda tonozlu mezar yapılarına ait kalıntıları içerisinde barındırmakta olup, doğu-batı hattında bir veya birkaç sıra halinde yayılım göstermekte ve Akharaka Kutsal Alanı’na kadar uzanmaktadır. Nysa kenti tarihi boyunca, kutsal alanı olan Akharaka ile organik bir bağlantı içerisinde olmuş ancak günümüzde ana kent ile kutsal alan arasındaki bağlantı; zaman içerisinde aradaki buluntu gruplarının toprak altında kalması sonucunda bir noktada kaybolmuştur. Bu yüzden kent ve kutsal alanı iki farklı sit alanı olarak değerlendirme altına alınmıştır. Bu tezde, 2001–2005 ve 2020 yılları arasında yapılmış kazı ve araştırma çalışmalarını; bu çalışmalar doğrultusunda ele geçen buluntuları antik kaynaklar ile epigrafik veriler ışığında değerlendirmek ve bu kapsamda kent ile kutsal alan arasındaki ilişkinin ortaya konulmasını amaçlanmaktadır.
Uploads
Papers by Tanju Hakan Dönmez
Anahtar Kelimeler: Kültürel Miras, Arkeoloji'nin Geleceği, Anadolu Arkeolojisi'nin Geleceği.
İnsanlığın tarihsel ve toplumsal gelişim süreci içerisinde yarattığı ve kullandığı her türlü değerleri içine alan; edindiği tecrübeleri bir sonraki nesillere aktarmasını sağlayan, insanın soyut ve somut çevresindeki egemenliğinin sınırlarını gösteren araçlarının tümüne "kültürel miras" adı verilmektedir. Anadolu, dünya kültür tarihi içerisinde önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve onların arkalarında bırakmış olduğu mirasları da coğrafyasının birçok yerinde barındırmaktadır. Anadolu coğrafyası üzerindeki bu kültürel miraslar, bu topraklar üzerinde yaşayan insanların kültürel belleğini oluşturmaktadır. Bu mirasın korunması demek; sahip olduğumuz belleğin de korunması ve gelecek nesillere aktarılması anlamına gelmektedir. Ancak, ulus devlet kavramının 20. yüzyılda ortaya çıkmasıyla toplumlar, kendisinden olmayan toplumların kültürel miraslarını hiçe saymış ve hatta yok etme yoluna dahi gitmiştir. Tarihte, insan, düşmanını yok etmenin en iyi yollarından birisi olarak; "düşmanın kütüphanesi ve kültürünü yansıtan materyallere" saldırma yolunda bulmuştur. Bunun en belirgin örneği ise geçtiğimiz asırda yaşanan I. Dünya Savaşı esnasında Anadolu ve Kıta Yunanistan'ın yağmalanması; II. Dünya Savaşıyla da bu yağmalama zirveye ulaşmış olmasıdır. Günümüzde de Orta Doğu'da yaşanan çatışmalar, bu mirasın gelecek nesillere aktarılması yolunda birer engel niteliği taşımaktadır. Bu yüzden insanlık, bir daha geriye getirilmesi olanaksız olan bu değerlerin önemli bir kısmını yitirmektedir. Oysa bu değerler, başka bir topluma ait olsalar bile insanlığın ortak mirası olarak görülmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, maddi ve manevi nitelik taşıyan kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının sadece belirli bölge insanlarının değil, tüm insanlığın ortak sorunu ve sorumluluğu olduğunu vurgulamaktır.
Abstract
Keywords: Cultural Heritage, Future of Archeology, Future of Anatolian Archeology.
Including all kinds of values created and used by humanity in the process of historical and social development; all of the tools that convey the next generations and show the limits of human sovereignty in its abstract and concrete environment are called "cultural heritage". Anatolia has hosted many important civilizations in the world cultural history and has many legacies left behind in many parts of its geography. These cultural heritages on the Anatolian geography constitute the cultural memory of many people living on these lands. This means protection of heritage; it means preserving the memory we have and transferring it to future generations. However, with the emergence of the concept of nation-state in the 20th century, societies have disregarded and even destroyed the cultural heritage of non-self societies. In history, as one of the best ways to destroy the enemy; "material that reflects the enemy's library and culture". The most prominent example of this is the looting of Anatolia and Continent Greece during the First World War; II. With the World War, this plunder reached its peak. Today, the conflicts in the Middle East are an obstacle to transferring this heritage to future generations. Therefore, humanity loses a significant part of these values which cannot be brought back. However, even if they belong to another society, these values should be seen as common heritage of humanity. In this study, it is emphasized that the preservation and transfer of cultural and material cultural heritage to future generations is the common problem and responsibility of not only the people of the region but also the whole humanity.
Thesis Chapters by Tanju Hakan Dönmez
Anahtar Kelimeler: Kültürel Miras, Arkeoloji'nin Geleceği, Anadolu Arkeolojisi'nin Geleceği.
İnsanlığın tarihsel ve toplumsal gelişim süreci içerisinde yarattığı ve kullandığı her türlü değerleri içine alan; edindiği tecrübeleri bir sonraki nesillere aktarmasını sağlayan, insanın soyut ve somut çevresindeki egemenliğinin sınırlarını gösteren araçlarının tümüne "kültürel miras" adı verilmektedir. Anadolu, dünya kültür tarihi içerisinde önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve onların arkalarında bırakmış olduğu mirasları da coğrafyasının birçok yerinde barındırmaktadır. Anadolu coğrafyası üzerindeki bu kültürel miraslar, bu topraklar üzerinde yaşayan insanların kültürel belleğini oluşturmaktadır. Bu mirasın korunması demek; sahip olduğumuz belleğin de korunması ve gelecek nesillere aktarılması anlamına gelmektedir. Ancak, ulus devlet kavramının 20. yüzyılda ortaya çıkmasıyla toplumlar, kendisinden olmayan toplumların kültürel miraslarını hiçe saymış ve hatta yok etme yoluna dahi gitmiştir. Tarihte, insan, düşmanını yok etmenin en iyi yollarından birisi olarak; "düşmanın kütüphanesi ve kültürünü yansıtan materyallere" saldırma yolunda bulmuştur. Bunun en belirgin örneği ise geçtiğimiz asırda yaşanan I. Dünya Savaşı esnasında Anadolu ve Kıta Yunanistan'ın yağmalanması; II. Dünya Savaşıyla da bu yağmalama zirveye ulaşmış olmasıdır. Günümüzde de Orta Doğu'da yaşanan çatışmalar, bu mirasın gelecek nesillere aktarılması yolunda birer engel niteliği taşımaktadır. Bu yüzden insanlık, bir daha geriye getirilmesi olanaksız olan bu değerlerin önemli bir kısmını yitirmektedir. Oysa bu değerler, başka bir topluma ait olsalar bile insanlığın ortak mirası olarak görülmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, maddi ve manevi nitelik taşıyan kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının sadece belirli bölge insanlarının değil, tüm insanlığın ortak sorunu ve sorumluluğu olduğunu vurgulamaktır.
Abstract
Keywords: Cultural Heritage, Future of Archeology, Future of Anatolian Archeology.
Including all kinds of values created and used by humanity in the process of historical and social development; all of the tools that convey the next generations and show the limits of human sovereignty in its abstract and concrete environment are called "cultural heritage". Anatolia has hosted many important civilizations in the world cultural history and has many legacies left behind in many parts of its geography. These cultural heritages on the Anatolian geography constitute the cultural memory of many people living on these lands. This means protection of heritage; it means preserving the memory we have and transferring it to future generations. However, with the emergence of the concept of nation-state in the 20th century, societies have disregarded and even destroyed the cultural heritage of non-self societies. In history, as one of the best ways to destroy the enemy; "material that reflects the enemy's library and culture". The most prominent example of this is the looting of Anatolia and Continent Greece during the First World War; II. With the World War, this plunder reached its peak. Today, the conflicts in the Middle East are an obstacle to transferring this heritage to future generations. Therefore, humanity loses a significant part of these values which cannot be brought back. However, even if they belong to another society, these values should be seen as common heritage of humanity. In this study, it is emphasized that the preservation and transfer of cultural and material cultural heritage to future generations is the common problem and responsibility of not only the people of the region but also the whole humanity.